Salı, Temmuz 17, 2007

KERPE

Bıktım arkadaş seçim, sıcak, iş güç... Ama çok da vaktim yok, dendiği an akla gelen bir kaç yerden biri Kerpe`yi anlatacağım şimdi size. Arabanız yok ya da tercih etmiyorsanız Yapacağınız en mantıklı hareket, Harem`e gitmek ve kendinize Gürkan Turizm`den bir bilet almak. Çünkü Kerpe`ye doğrudan ve aktarma yapmadan gitmenin başka yolu yok. Diğer şirketleri seçtiğinizde Kocaeli otogarı yada Kandıra`da aktarma yapmanız gerekebilir. Gürkan Turizm Otobüslerinde tahmin ettiğiniz vasat ve rahatsız köy otobüsü profilinin üstünde idare edecek bir konfor sunuluyor. Kerpe`ye yaklaştıkça oluşan virajları, alışmış ve belkide sıkılmış kaptan şoförümüzün biraz hızlı dönmesini saymazsak.
İki buçuk saat süren yolculuğun ardından Kerpe`ye vardınız. Maraton şimdi başlıyor, çünkü hiç öyle ben İstanbul`dan geldim her şey düzgün, sistemli olsun isterim diye şehirli havalarına girmeyin. Turizmi talep eden kitlede "maceracı turist" diye bir niteleme yapılırken, Kerpe`de bu "maceracılığı" arzı sunan taraf için söyleyebiliriz. Belde halkı gayet rahat ve amatör turizmci olmaktan da rahatsız falan değiller. En iyisi bunu kabullenip öyle gidin ki canınız sıkılmasın. Örneğin, internetten pansiyon telefonu bulup 4 kişilik oda ayırttıktan sonra Kerpe`ye vardığınızda, pansiyonun sahibi bizim hiç 4 kişilik odamız olmadı diyebilir. Madem otobüs firmasının ismini zikrettik, kaçmanız gereken pansiyonuda söyleyelim de bizi referans alıp Kerpe`ye gidenlere bir iyiliğimiz dokunsun. "Kerpem Pansiyon"a uğramamanız sizin için gayet faydalı. Bizim gibi sekiz kişilik bir grupla gitmiyorsanız kalacak yer sorunu çok da yok Kerpe`de. Bir kaç iyi resmi pansiyonun(Kaptan Pansiyon gayet iyiydi) yanında,belde halkının alt ve ya üst katlarını pansiyona çevirdikleri şirin evlerde çok da fazla olmayan ücretlere kalabilirsiniz.
Kerpe`ye gidip kalacakta bir yer bulduktan sonra, denizin tadını çıkarmaya başlayabilirsiniz. Eğer serin ve bir türlü derinleşmeyen deniz ile bir probleminiz yok ise... Kandıra Belediyesinin tüm amatörlüğü ile bize sunduğu "Halk Plajı" çok kalabalık değilse denize girmek için ideal. Muhtemel Pazar günü kalabalığına yakalananlar için bir sır vereyim. Halk plajını solda bırakıp bir kaç yüz metre yolu takip ettiğiniz zaman karşınıza siz İstanbullulara layık bir sahil cafe/bar çıkacak, "Kerpe Diem". Kerpe Diem `de hem denize girebilir bir şeyler içip yiyebilirsiniz. Pazar günleri Kerpe`de görülen kalabalıktan bir anda kopup iyi müzik ve sakin bir ortam da keyif çatabilirsiniz. Kerpe`de bulunan yazlıkçılar Kerpe Diem`i keşfetmenizden biraz rahatsız bakışlar atsada, hiç sallamayıp bir buzlu çay daha söyleyin, zira fiyatlarıda gayet cazip.
Bir ara kayalıklardan atlamaya gidebilir yada arabanız varsa gelmişken birde Kefken’i gezelim diyebilirsiniz. Akşam yemeğiniz mevsimine göre balık olmasını tavsiye ederim. Karagöz ve Kerpe Diem Restaurantlar sabaha sarkan güzel muhabbetler için güzel mekanlar. Otoban trafiği ve gişe kuyruğunu hesaplayıp gidin artık, trafikte çıldırıp tatil keyfini kaçırmayın.

1 yorum:

Adsız dedi ki...

Yazınız içimi rahattı ellerinize sağlık ve teşekkür ederim. Haftasonu Kerpe ye kaçamak yapmayı düşünüp nasıl gitsek ne yesek nerede gezsek diyorduk. Tur şirketlerinin yazıları kafamı karıştırmıştı çok teşekkür ederim :)