Cuma, Ağustos 11, 2006

Kahve



Kahve, hayatımın vazgeçilmez lezzeti. Sadece zor da kaldığım zamanlarda katlanabildiğim hazır kahve hariç çoğu türünü sevdiğim muhteşem içecek. Keyfi için emek çekilmesi gerekir tabi. Hadi hemen üretelim tüketelim e gelmez kahvede. Kavrulması, çekilmesi pişirilmesi ve tabi içilmesi hep bir seremonidir benim için. İlla dostlarla daha güzel olur. İlla güzel müzik ister.
Kahveyi çok sevdiklerini söyleyenlerin bütün gün hazır kahve içip durmalarını anlayamam mesala. Veya güzel kahve çeşitlerinin olduğu bir yerde bir Neskafe alabilirmiyim diyenleri. Starbucks veya Gloriajeans e gidip meyve sularına hücum edenleri de. Kahve huysuzluklarım ve önyargılarım bu kadarla bitmiyor. Güzelim kahveye şeker, süt ekleyenler de kara listemde. Mersinde Gİray ve Mügenin evinde içilen arap kahveleri, Konyada Nurinin türk kahveleri, Bebek te şehr-i şahane manzaralı espressolar, Annemin sabah kıyağı kahveleri. Şulenin enfes filtre kahveleri, kahve güzeldir . Hatta kahve enfestir dostlarla , ailemle...

Perşembe, Ağustos 10, 2006

kaç para kaç


Yapım Yılı: 1999
Süre: 100 dk
Oyuncular Taner Birsel -- Selim Zuhal Gencer -- Nihal Bennu Yıldırımlar -- Ayla Ara Güler -- Antikacı Serra Yılmaz -- Parktaki kadın Sevin Okyay -- Müşteri Engin Alkan -- Ahmet
YönetmenReha Erdem
SenaristReha Erdem
YapımcıReha Erdem
MüzikPressure Drop
Görüntü YönetmeniFlorent Herry




Oldukça geç izlediğim bir film. Ama hoşlandım ve size anlatmak ve tavsiye etmek istiyorum. Belki benden başka seyretmeyen kalmamıştır lakin varsa mutlaka seyretsinler. Öve öve bitiremedikleri "dev prodüksüyon" organize işler den çok daha güzel istanbul görüntüleri görebilirsiniz. Oyuncu kadrosu zaten takdire şayan. Kısaca; oyuncular, yönetmen, görüntü yönetmeni,kurgu gayet güzel.

Çarşamba, Ağustos 09, 2006

lazrail response


Yukarıda gördüğünüz sevgili arkadaşım lazrail ve çawruli lakaplı güzel insandır. Bir zamanlar kendisine amerikaya gidemezsin diyen ve "hayal amerika " geyikleri yapan başka bir arkadaşımıza birleşik devletlerden sesleniyor. Bu iş için iki bin dolarlık banknot kullanmıştır . Sevgiler ve selamlar yolluyorum

300.000 insan ölürse belki bir yerler demokratikleşir(amerikan atasözü) !

10 000 metre yükseklikten saat 8.13’te atılan bomba saat 8.15’te Japonya’nın güzel şehri Hiroşima’nın 580 metre üzerinde patladı. İlk anda 70 000 insan buharlaştı. Bir hafta boyunca şehre asit yağdı. İki ay içerisinde radyasyon sebebiyle 70 000 insan daha hayatını kaybetti. 60 000 kişi de beş yıllık süre içerisinde ölünce Hiroşima’nın bilançosu ilk beş yılda 200 000 insanın ölümü, onbinlerce insanın da sakat kalması oldu.
Üç gün sonra (9 Ağustos 1945’te) sıra “Fat Man – Şişman Adam” isimli plütonyum bombasına gelmişti. Bu bomba için hedef Japonya’nın Fukuoka şehri idi. Fakat hava kapalı olduğu için hedef Nagazaki’ye çevrildi. Saatler 11.02’yi gösterirken 21 ton patlayıcının gücüne sahip bomba Nagazaki’yi cehenneme çevirdi. 75 000 kişi anında kavruldu. Bir o kadar kişi de beş yıllık süre içerisinde can verdi.

herman hesse

1877'de Almanya'nın Calw kasabasında doğdu. Eğitim sistemindeki kısıtlamalara ve misyoner babasının baskılarına karşın Maulbronn İlahiyat Okulu'ndan ayrıldı. Bir süre kitapçılık yaptıktan sonra 1904'te serbest yazarlığa başladı.

Birinci Dünya Savaşı'nda tarafsız kalan İsviçre'ye yerleşerek Alman militarizmi ve milliyetçiliğini yeren yazılar yazdı. Savaş tutsakları ve gözaltına alınanlar için bir dergi çıkardı. 1923'te İsviçre uyruğuna geçti.

Savaş ortamının ve kişisel sorunlarının etkisiyle ağır bir bunalım geçiren Hesse, Jung'un öğrencisi Lang'dan psikanaliz tedavisi gördü. Lang ile dostluğu ruhbilime ve Jung'a duyduğu ilgiyi körükleyerek iç dünyasını zenginleştirdi.

1911'de yaptığı Hindistan yolculuğunda Doğu kültüründen etkilendi. Yapıtlarında, kişinin uygarlığın yerleşik kalıplarından kurtularak özbenliğini bulmaya çalışmasını işledi, insanları kendi yaşamlarını kurtarmaya çağırdı ve Doğu gizemciliğini yüceltti.

Hesse, Doğu kültürüne yakınlığıyla, özellikle 1960'larda ABD'de canlanan Budizm ve Zen Budizmi akımları sırasında en çok okunan yazarlar arasına girdi.

Romanları, öyküleri, denemeleri, şiirleri, politik makaleleri ve kültür alanındaki eleştirel yazılarıyla tüm dünyada 100 milyonu aşkın okura ulaşan, 1946'da Nobel Edebiyat Ödülü alan Hesse, 1962'de İsviçre'nin Montagnola kasabasında öldü.

Hermann Hesse'nin en önemli eserlerinden birisi olan 'Bozkırkurdu', toplumun sığ değer yargılarına ve kişiliksiz, yüzeysel yaşamına uyum sağlayamayan bir insanı anlatır.

Bu romanı için, "...okurlarımın çoğu öykünün insanı kemiren bir hastalıktan ve bunalımdan söz ettiğini ama tüm bunların ölüme ve yok olmaya değil, tersine iyileşmeye yönelik olduğunu anlarsa kendimi mutlu hissedeceğim" demişti.

Başlıca yapıtları

'Peter Camenzind' , 'Çarklar Arasında' (Unterm Rad), 'Gertrud', 'Rosshalde', 'İlk Gençlik Yıllarım' (Demian), 'Siddharta', 'Bozkırkurdu' (Der Steppenwolf), 'Narziss ve Goldmund', 'Boncuk Oyunu' (Das Glasperlenspiel