Perşembe, Şubat 15, 2007

Oh Be, Gidin de Kafamızı Dinleyelim..

Aklımı seveyim , müthiş bir fikir geldi aklıma. Şimdi bu vapurda, takside, otobüste, yolda, metroda habire İstanbul u şikayet edenler, burda yaşanmayacağını öne sürenleri son bir kez dinleyelim. Sonra bu arkadaşlar isimlerini falan da yazdırsınlar, kaydedelim. İşte son aşama bir ay içinde şehri terk etsinler. Yardımcı da oluruz. Birimiz televizyonu taşır kamyona, birimiz saksıyı dikkatlice indirir merdivenden. Hani derler ya sürekli " gezmeye geleceksin sürekli yaşanmaz..." diye tamam işte sana şans arada gel bekleriz. Hani boğazı görünce heyecanlanmayanlar, yıllardır bu şehirde yaşayıpta, ".. hangisi ayasofya idi hangisi sultan ahmet .." diyenler, bir zamanlar dünyanın, o mütavazi ama görkemli topkapıdan yönetildiğini, bir kez olsun düşünüp iç geçirmeyenler. Sonra hep memleketini öven ,"..oranın insanı başkaydı" diyenler...

O zaman trafik sorunu da kalmaz su sorunuda.İki köprüde yeter artar kalanlara.( hatta bana kalırsa birini güzelleştirip trafiğe kapatalım ya da yıkalım) Değerli başkanımız ve hükümet de pek değerli kafalarını yormazlar. Yazık bu beyler her gün daha yaratıcı fikirler bulmaktan bitap düştü.

Herkes mutlu olmaz mı ? Şehirden nefret edenler (şehrin nefret ettikleri) gider ve sonsuza kadar mutlu oluruz...


1 yorum:

Adsız dedi ki...

iyi de kardeşim istanbula aşık ama yaşam koşullarından bıkıp da şikayet edenler nolacak?.. onlar ki istanbul şehrinden değil -haşa!-insanlarından, kalabalığından,.. şikayet edenlerdir ve istanbulun boşalması fikriyle mutlu olacaklardır aynı zamanda..
hem söyler misiniz home-officede yaşayan ve sadece canı istediğinde kısa zamanda istiklale ya da civar güzelliklere ulaşabilen bir insan böle bir fikir üretme lüksüne sahip midir acaba??
hah gel de bana her gün şu kadar saatim köprüde geçiyor, akşamın 9 unda kendimi zor atıyorum evime,.. ama yine de boğaza bakınca içim eriyor, bu şehri seviyorum ve şikayet edenleri de defolmaya davet ediyorum.. o zaman saygı duyayım nadide planına..